2 Mart 2011 Çarşamba

oscar.

geçen 23 nisan'da çok güzel bir organizasyonda yer aldım. ülkemizde kutlanan çocuk bayramı kapsamında, dünyanın dört bir tarafından gelen yabancı uyruklu öğrencilerin de katılımıyla gerçekleşen  bir organizasyon. buradaki görevim misafir öğrencilerden bir tanesinin sorumlusu olmaktı. yani etkinlik süresince kendisine göz kulak olacak, bi ihtiyacı olduğunda yardım edecektim.

benim sorumlu olduğum öğrenci 8-9 yaşlarında, taaaa nijerya'lardan kalkıp buralara gelmiş, Oscar adında, şirin mi şirin bir çocuktu. kıvır kıvır saçları, petrol siyahı gözleri, parlak gülümsemesiyle avrupa ülkelerinden gelen diğer çocukların arasında kolaylıkla fark ediliyordu. 

genel sorumlumuzdan talimatları aldıktan sonra Oscar ile tanışmak ve kaynaşmak üzere çocukların bulunduğu salona geçtim. ben yanlarına gittiğimde onlar resim yapıyorlardı. Oscar'ın olduğu masaya oturdum. bana az çok ingilizce bildiğini söylediler. kendisiyle muhabbet kurmak için birkaç denemede bulundum ancak pek başarılı olamadım. bu sırada Oscar'ın futbol oynayan çocukları resmettiğini fark ettim. bunu iletişim kurmak için bir fırsat bilerek türkiye'de futbol oynamış önemli nijerya'lı futbolcular olan uche ve okocha'nın isimlerini teleafuz ettim. ancak yine beklediğim tepkiyi alamadım. küçük olan yaşı nedeniyle o isimlere yetişemediğini düşünerek şansımı bu kez de daha yeni oyuncular olan emenike ve yobo ile denedim. ve bu kez işe yaradı! Oscar, o çakmak çakmak gözlerini resim kağıdından ayırarak bana baktı ve kendi dilinde bi'şeler söyledi. muhtemelen söylediği şeyler, ''sen şunu en baştan diyeydin'' gibi bir anlama karşılık geliyordu. çünkü o dakikadan itibaren bir abi-kardeş ilişkisine terfi ettik. 

bi süre daha birlikte resim çizdikten sonra kalemler bırakıldı ve toplu oyunlara geçildi. futbolu çok sevdiğini zaten belli eden küçük Oscar, bir futbol topu kaparak yanıma geldi. ben de onu kırmayarak başımla onay verdim ve top oynamaya başladık. bir müddet de topun peşinde koşturduktan sonra oyun saatinin de sonuna geldik. 

günün geri kalanını da çeşitli çalışmalar, oyunlar ve aktivitelerle geçirdikten sonra Oscar ile veda zamanı geldi. 5-10 dk lık mıncırma, cimdirme, sıkma, boğma, hırpalama gibi çocuk sevme hareketlerini de Oscar'a tatbik ettikten sonra kendisini öperek yanından ayrıldım. 

Oscar'ın yanından ayrıldıktan sonra ekip arkadaşlarımla vedalaşmak üzere yanlarına gittim. genel olarak günün değerlendirmesini yaptığımız esnada biri beni kolumdan çekiştirdi. bu Oscar idi. bana bir kağıt uzattı. kağıtta bir resim vardı. ben arkadaşlarımla konuşurken oracıkta çiziverdiği bir resim. annesinin ve babasının da yer aldığı, beni çok duygulandıran, ''anlamlı'' bir resim..






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder